EĞİTİM DAĞARCIĞI Aydın Tiryaki 2000 tiryaki@isbank.net.tr |
EĞİTİM DAĞARCIĞI GÖRÜŞLER ATATÜRK ve MATEMATİK Oya Başak FIRAT Matematik Öğretmeni |
ATATÜRK ve MATEMATİK
Ortaokulda okurken Matematik Öğretmenimin verdiği bir ödevle ilgili araştırma
yaparken evimizin kütüphanesinde bir kitapla karşılaştım. İçinde geometrik
şekiller ve bazı formüller vardı. Arap harfleri ile yazılmıştı. Bu kitap
cumhuriyetten önce ilkokul seviyesindeki okullarda okutulan bir kitapmış. Şekillerin
altındaki açıklamaları anneanneme okuttum hiçbir şey anlamadım. Kitap anneanneme
aitti ve ilkokulda bu kitabı okuduklarını söyledi. Üçgenin altında müselles,
karenin altında murabba yazıyormuş. Bu araştırma beni başka soruların
yanıtlarını aramaya yöneltti. Bugün kullandığımız matematik terimleri nereden
geldi, kim buldu? Araştırmalarımı derinleştirdim ve Atatürk'ün yazdığı Geometri
kitabına ulaştım. Biraz önce söylediğim terimlerin türkçesi bizzat büyük önder
Mustafa Kemal Atatürk tarafından yazılarak matematik bilimine kazandırıldığını
öğrendim. Bir kez daha o büyük insanın önünde saygıyla eğildim. Geometri kitabı
ilk kez 1937 yılında yayımlanmıştı. Atatürk'ün bizzat kendisi tarafından yazılan
bu kitaptaki Matematik terimlerinin " boyut, uzay, yüzey, düzey, çap, yarıçap,
kesen, kesit, yay, çember, teğet, açı, açıortay, içters açı, dışters açı,
taban, eğik, kırık, düşey, yatay, yöndeş, konum, üçgen, dörtgen, beşgen,
eşkenar dörtgen, eşkenar üçgen,..." bu gün konuştuğumuz sözcüklerden
olduğunu görüyoruz.
Kitapta her tanım, söz konusu kavramı eksiksiz ve açık biçimde anlatmakta ve özel
nitelikleriyle belirtmektedir. Ayrıca her biri için ayrı gerekli örnekler
verilmiştir. Atatürk yaşamı boyunca hep matematikle uğraşmıştır. Eskiden geometri
terimleri anlaşılmaz bir biçimdeydi. Şimdikileri öğrendikten sonra güçlüğü daha
iyi anlıyorum. Müselles sözcüğünü ele alalım Arapça sülüs sözcüğünden
türetilmiştir. Arapçadaki sülüs ile müselles sözcüklerinin arasındaki ilişkiyi
kavrayabilmek, arapça bilmeyenler için çok zordur. Sülüs üç demektir. Üçün
yanına gen getirirsek üçgen sözcüğü oluşur. Bu müselles sözcüğünden daha
kolay anlaşılmaktadır. " Müsellesin sathı yatalay, dikeley zarbının
müsavatına müsavidir." Tümcesinden ne anlıyoruz? Ben hiçbir şey anlamadım.
Oysa bu tümce "üçgenin alanı tabanı ile yüksekliğinin çarpımının
yarısına eşittir." Demektir.
Peki Atatürk niçin bu terimleri değiştirme isteği duymuştur.13 Kasım 1937 tarihinde
Sivas'a gitmiştir ve 1919 yılında Sivas kongresinin yapıldığı lise binasında bir
geometri ( o zamanki adıyla hendese ) dersine girmiştir. Bu derste öğrencilere sorular
yönelterek, eski terimlerle matematik öğreniminin zorluğunu bir kez daha saptayan
Atatürk "Bu anlaşılmaz terimlerle bilgi verilemez. Dersler Türkçe terimlerle
anlatılmalıdır." Diyerek kesin yargısını açıkladıktan sonra, dersi kendi
buluşu olan Türkçe terimlerle ve çizimleriyle anlatmıştır. Bu arada Pisagor
teoremini de çözümlemiştir.
Atatürk çok farklı konular üzerinde düşünmüş olmakla birlikte, düşüncelerinin
ortak bir ifade özeliği matematikle donatılmış bir mantığın egemenliğini çoğu
kez belirgin bir biçimde yansıtmasıdır. O bu davranışını 23 Temmuz 1919 yılında
şöyle açıklamıştır. "Zamanında hiçbir şeyi kaçırmamak ve zamansız
hiçbir şeye uzaktan, yakından tevessül etmemek dikkatimizi oluşturmalıdır."
Atatürk toplumsal bir olguyu açıklarken söz konusu olabilecek tüm olasılıkları
dikkate alarak, sorunu temelde sanki matematiksel bir irdelemeden geçirmiştir. "
Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür." Bu özdeyiş ise geometri
kavramını bilen çağdaş bir insanın düşüncesidir. O, tüm bin yılların en
büyüğüdür.
Oya Başak Fırat
Matematik Öğretmeni
Atatürk ve Matematik Oya Başak Fırat |
Yazıldığı tarih: 19 Şubat 2001 |
1. Güncelleme: |
2. Güncelleme: |
Son güncelleme : 21 Şubat 2001 Çarşamba 01:16